Birkaç gün önce buradaki arkadaşlardan biri için dinlediğim podcastten bir alıntı paylaşmıştım. Hayatın ışığı ve aydınlığı ile var olduğundan biri eksikse diğerinin anlamsız oluşundan bahsediyordu…
Ben bu sabah anksiyete ile girdiğim savaşta yanımda olan en büyük destekçimi kaybettim. Sabahları yataktan bile çıkamadığım sabahlarda başımda bekleyen yol arkadaşımı… Ağlaya ağlaya kustuğum odaların kapısında beni bekleyeni…
Dün gece onun için endişelenerek ,ağlayarak uydum. Sabah ölüm haberine ağlayarak uyandım ve bir süre daha gün içinde ağlamaya devam ediyor olucam. Yasını tutucam çünkü birlikte geçirdiğimiz yılları acımı tam anlamı ile yaşayarak onurlandırmaya ihtiyacım var. Ama mutluyum , dün gece seni yalnız bırakmadığım için, yıllar önce seni hayatıma kabul edecek cesareti gösterdiğim ve ilişkimizi bu noktaya kadar getirdiğim için … Birlikte olduğumuz her günü gülümseyerek hatırlıyor olucam çünkü onlar kalbimin en mutlu anılarından…
Başlangıcımız karmaşık olsa da benimle bu yolda olduğun için teşekkür ederim. Seni seviyorum bebeğim…
Başın sağ olsun kelimelerin kifayetsiz kaldığı noktadayım…biz her zaman burdayız bunu bil lütfen
Teşekkür ederim ? Yalnız hissetmiyorum, eve girdiğimde sesini duyamamak garip ama ağlarken bile gülümsetebiliyor beni . Kendime acıyı hissetmek için zaman veriyorum ama buradayım. Güçlü değilim, olmak istemiyorum, acımın son zerresine kadar hak ettiğini biliyorum ama yağmurun ardında baharın olduğunu da biliyorum. 🙂